
Felsefede natüralizm, düşünürlerin evrene, doğaya, bireye, bireyin doğasına yönelik düşünme pratiklerinde gerçekçi ve mantıklı bir yaklaşım benimsemesini sağlamıştır. Felsefi anlamda natüralizm, doğa kanunlarını ve bilimsel gerçeklerin temel alınmasını, tüm varlıkların doğal bir süreçle açıklanmasını savunmuştur. Felsefi bir akım olarak naturalizm yalnızca doğal yasaların ve güçlerin (doğaüstü olanların aksine)evrende işlediği fikridir. Temel anlamında, ontolojik naturalizm, metafizik naturalizm, saf naturalizm, felsefi naturalizm ve antidoğaüstücülük olarak da bilinir. Her alanda olduğu gibi felsefede de insanın ve toplumun biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerden etkilendiğini savunur
Natüralizmin felsefede varlığı Antik Yunan döneminde hissedilse de, modern anlamda natüralizmin felsefede varlığı 19. Yüzyılda öne çıkmıştır. Darwin’in Evrim Teorisi, insan-doğa etkileşiminin sürekli var olduğunu ve evrimin doğal bir süreç olduğunu belirtirken natüralist felsefenin temellerini atmıştır. Böylece felsefi alanda ‘insan doğadan ayrı değil, onun bir parçasıdır’ görüşü gelişmiştir.

Felsefede natüralizm; etik, epistemoloji ve ontoloji gibi birçok alanda da etki sahibidir. Doğal hukuk anlayışına karşı çıkar, moral değerlerin ve normların toplumsal ve biyolojik temellere dayandığını savunur. İnsanın bilgiyi, doğayı ve evreni anlaması için gözlem ve deneye başvurması gerektiğini öne sürer. Bunlar sırasıyla etik ve epistemolojide natüralizm etkisidir denilebilir.
Özetle, natüralizm felsefede doğayı anlamaya yönelik bir arayış ile bilimsel bakış açısının felsefi temellerini oluşturmuştur. Natüralist felsefi yaklaşım insan ve doğa arasındaki bağlantıyı vurgulamakta, felsefi düşünceleri nesnel ve gerçekçi bir zemine oturtmaktadır.
Natüralizm akımı hakkında bilgi için tıklayınız.
Natüralizm ve psikoloji ilişkisi hakkında bilgi için tıklayınız.
Natüralizm ve sosyoloji ilişkisi hakkında bilgi için tıklayınız.